Destinasyonlar İpuçları Macera Seyahat Türkiye

Türkiye’de Görülmesi Gereken Tarihi Yerler

Türkiye'de gezilecek tarihi yerler

Doğal güzellikleri, tarihi geçmişi ve kültürel zenginliği ile Türkiye dünyanın eşsiz ülkelerinden birisidir. Anadolu’nun Asya ve Avrupa arasında bir geçiş noktası olması tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmasına neden olmuştur. Aynı zamanda Türk mutfağı binlerce yılın getirdiği kültürel birikimi taşımakta ve kültürel miras olarak önemli bir yer tutmaktadır.

Hititlerden Perslere, Roma ve Osmanlı İmparatorluklarına ev sahipliği yapan Türkiye’nin her bir yerinden tarihsel ve kültürel zenginlikler fışkırmaktadır. Bu açıdan Türkiye’yi gezmek ve bu zenginliklere şahit olmak bir ömür bile sürebilir. Ancak siz seyahat severeler burada Türkiye’de görmeniz gereken tarihi yerleri derlemeye çalıştık. Şimdi Türkiye’de görülmesi gereken yerlere sırasıyla bakalım..

Türkiye’de Gezilecek Tarihi Yerler

Ani Harabeleri

Mutlaka görmeniz gereken, Ani harabeleri, Demir Çağı’ndan bu yana önemli bir yerleşim merkezi olmuştur ve Ermeniler tarafından işgal edilmeden ve 961-1045 yılları arasında Pakladuni hanedanının Ermeni yöneticilerinin başkenti olmadan önce Anadolu’nun yerli halkı Neri ve Urartuların topraklarının bir parçasıydı. Ani, 11. ve 12. yüzyıllardan kalma bir dizi İslami yapı içermektedir. 2012 yılında UNESCO Dünya Miras Alanları Geçici Listesi’ne alınmış ve 2016 yılında Dünya Miras Alanı olarak tescil edilmiştir.

Nemrut Dağı

Antik çağda “Kommagene” olarak bilinen Nemrut dağı, bölgede bulunan arkeolojik kalıntılara ev sahipliği yapmaktadır. Antiochos’un antik mezarı ve buradaki dev heykeller, Esquikale, Yenikale, Karakuştepe ve Cendere Köprüsü Milli Park’taki kültürel değerlerdir. Batı terasında üzerinde aslan bulunan eşsiz bir takımyıldızı vardır. Aslanın 16 ışından oluşan üç yıldızı vardır ve Mars, Merkür ve Jüpiter gezegenlerini temsil ettiği düşünülmektedir. Tarihte bilinen en eski takımyıldızıdır.

Aspendos

Coğrafyacı Strabon ve Pamponrus Mela, kentin Argus tarafından kurulduğunu yazmıştır. MÖ 1200’den sonra bölgeye Yunan göçü olmuştur, ancak Aspendos adının kökeni Yunanlılardan önce yerli Anadolu diline dayanmaktadır. Önemli bir ticaret yolu üzerinde bulunması ve Kopruchai Nehri üzerinden limana bağlanması nedeniyle Aspendos, her çağın ele geçirmek istediği kentlerden biri olmuştur. Aspendus antik kenti MÖ 5. yüzyılın ilk çeyreğine kadar Pers egemenliği altındaydı. MÖ 467 yılında, bu şehrin yakınındaki nehrin kenarında, Yunanlılar ve Persler arasında Eurymedic Savaşları olarak bilinen bir savaşı Yunanlılar kazandı.

Aspendos’taki en önemli yapı tiyatrodur. Burası, antik tiyatrolar arasında en iyi şekilde korunmuş olan bir açık hava tiyatrosudur. Tiyatro, Anadolu bölgesindeki en eski ve en eksiksiz Roma tiyatrosu örneğidir ve sahnesi günümüze kadar korunmuştur. Mimarı Aspendoslu Theodoros’un oğlu Zenon’dur. Antoninus Pius döneminde yapımına başlanmış ve Marcus Aurelius (138-164) döneminde tamamlanmıştır. Tiyatro, yerel şehir tanrılarına ve imparatorun ailesine adanmıştır.

Truva

Truva, İda Dağı’nın eteklerinde yer alan tarihi bir şehirdir. Çanakkale ili sınırları içerisinde, bugün Hisarlık olarak bilinen arkeolojik alanda yer almaktaydı. Çanakkale Boğazı’nın güneybatı ağzının güneyinde ve Kaz Dağları’nın kuzeybatısında yer alan bir şehirdir. İlyada’da adı geçen Truva Savaşı’nın gerçekleştiği antik kenttir ve İlyada, Homeros tarafından yazıldığı kabul edilen iki epik şiirden biridir.

Antik kent, 1870’lerde Alman amatör arkeolog Heinrich Schliemann tarafından Tevfikiye köyü yakınlarında keşfedildi ve eserlerin çoğu yurtdışına kaçırıldı. Eserler bugün Türkiye, Almanya ve Rusya’daki çeşitli müzelerde sergilenmektedir. Antik kent 1998 yılından bu yana Dünya Mirası Alanı ve 1996 yılından bu yana da milli park statüsündedir.

Zeugma Mozaiği

Gaziantep’te 9 Eylül 2011 tarihinde açılan Zeugma Mozaik Müzesi, 1.700 metrekarelik mozaikleriyle dünyanın ikinci büyük mozaik müzesidir. Yaklaşık üç yıl boyunca “dünyanın en büyük mozaik müzesi” unvanını elinde bulunduran müze, bu unvanını 28 Aralık 2014 tarihinde açılan Hatay Arkeoloji Müzesi’ne devretti. Müze, ziyarete açıldığı ilk gün 3.000’den fazla ziyaretçi kabul etmiştir.

Sumela Manastırı

Sümela Manastırı (Yunanca: Panagia Sumela (Παναγία Σουμελά) veya Theotokos Sumela), Trabzon ilinin Maçka ilçesindeki Altındere vadisi sınırları içinde, Bakire Deresi’nin batı yamacında, 1.150 metre yükseklikteki Kara tepede (eski Yunanca adı: Mela) bulunan bir Rum Ortodoks manastır ve kilise kompleksidir.

Göbekli tepe

Göbekli Tepe, Türkiye’nin Şanlıurfa il merkezinin 18 km kuzeydoğusunda, Halıyah ilçesine bağlı Erlençik köyü yakınlarında bulunan, dünyanın bilinen en eski kültür kompleksidir. Bazı popüler kaynaklarda “tarihin sıfır noktası” olarak da anılmaktadır. Buradan çıkarılan heykel ve taşların bir kısmı Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. Bu yapıların ortak özelliği, 10-12 adet T biçimli dikilitaşın bir daire şeklinde dizilmesi ve aralarındaki boşluğun taş duvarlarla örülmesidir. Bu yapının merkezinde, daha yüksek iki dikilitaş karşılıklı olarak yerleştirilmiştir. Bu dikilitaşların çoğunda figürler, eller ve kollar, çeşitli hayvanlar ve soyut semboller kabartma veya oyma olarak tasvir edilmiştir.

Side

Side Antik kenti, Türkiye’nin güneyinde Akdeniz kıyısında yer alan bir şehirdir. Modern tatil beldesini ve ülkenin en ünlü klasik yerlerinden biri olan Side antik kentinin kalıntılarını içerir. Antalya ilinde Antalya’ya 78 km uzaklıkta Manavgat ve Selimiye köylerinin yakınında yer almaktadır.

Pamphylian sahilinin doğu tarafında, Eurymedon Nehri’nin ağzının yaklaşık 20 km doğusunda yer almaktadır. Antik kent, antik çağda olduğu gibi günümüzde de kuzey-güney doğrultusunda, yaklaşık 1 km uzunluğunda ve 400 m genişliğinde küçük bir yarımada üzerinde yer almaktadır.

Efes

Ephesos (Hititçe: Apaša, Eski Yunanca: Ἔφεσος Ephesos), Anadolu’nun batı kıyısında, bugünkü İzmir ilinin Selçuk ilçesinin üç kilometre güneybatısında yer alan antik bir Luvi kentiydi. Anadolu’da Yunan kolonizasyonunun başlamasıyla birlikte kent, İyonya ve daha sonraki Roma dönemlerinde de önemini korumuştur. Temelleri Neolitik döneme, yani MÖ 6000 yılına kadar uzanmaktadır. MÖ 10. yüzyılda Attik ve İyonyalı Yunan kolonistler tarafından Alzava’nın eski yerine inşa edilmiştir. Klasik Yunan döneminde İyonya’nın on iki şehrinden biriydi. Şehir, MÖ 129 yılında Roma Cumhuriyeti’nin kontrolü altına girdikten sonra refaha kavuşmuştur. Efes, 1994 yılında UNESCO’nun Dünya Mirası Geçici Listesi’ne girmiştir. 2015 yılında Efes, Dünya Mirası olarak tescil edilmiştir.

Kapadokya

Yaklaşık 60 milyon yıl önce Erciyes, Hasandağı ve Göllüdağ’nın püskürttüğü lav ve küllerden oluşan bu bölge rüzgar ve yağmur ile sürekli aşınım içerisine girmiştir.  Kapadokya ismi Pers kaynaklarında MÖ 6. yüzyıldan itibaren görülmektedir. Katpatuka isminin kökeni belirsizdir. Bazı uzmanlar Leuven dilinde ‘ova’ anlamına geldiğine inanmaktadır. Ancak daha sonra yapılan araştırmalar, ‘aşağı, aşağıda’ anlamına gelen ‘katta’ zarfının Hititçe bir kelime olduğunu ve Luvice karşılığının ‘zanta’ olduğunu göstermiştir.

Bodrum Kalesi

Aziz Jean Şövalyeleri tarafından 1402 yılında Aziz Petrus Kalesi adıyla inşa edilen Bodrum Kalesi, Türkiye’nin liman kenti Bodrum’da yer alan bir kaledir. Bodrum’un simgesi haline gelen kale, 1960 yılından bu yana ‘sualtı arkeoloji müzesi’ olarak kullanılmaktadır.

Topkapı Sarayı

Topkapı Sarayı (Osmanlı Türkçesi: طوپقپو سرايى), İstanbul Sarayburnu’nda bulunan, Osmanlı İmparatorluğu’nun 600 yıllık tarihinin 400 yılı boyunca devletin yönetim merkezi olarak kullanılan ve Osmanlı padişahlarına ev sahipliği yapmış bir saraydır. Bir zamanlar burada yaklaşık 4.000 kişi yaşıyordu.

Topkapı Sarayı, 1478 yılında Fatih Sultan Muhammed tarafından devletin idari merkezi ve Abdülmecid II’nin Dolmabahçe Sarayı’nı inşa ettirmesine kadar yaklaşık 380 yıl boyunca Osmanlı sultanlarının resmi ikametgahı olarak inşa edilmiştir. Saray, kurulduğu dönemde yaklaşık 700.000 metrekarelik, günümüzde ise 80.000 metrekarelik bir alanı kaplıyordu.

Saray halkı Dolmabahçe Sarayı, Yıldız Sarayı ve diğer saraylarda yaşamaya başlayınca Topkapı Sarayı boşaltıldı. Sultan tarafından terk edildikten sonra da birçok devlet görevlisinin yaşadığı Topkapı Sarayı önemini hiç kaybetmedi.

Ayasofya

Ayasofya (anlamı: ‘ilahi bilgelik’; Yunanca: Ἁγία Σοφία, Romanizasyon: Agia Sofia), eskiden İlahi Bilgelik Kilisesi ve Ayasofya Müzesi olarak bilinen veya şimdi resmi olarak Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Şerîfi (Kutsal Büyük Ayasofya Camii, bir cami ve eski bazilika, katedral ve müzesi). Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 532-537 yılları arasında İstanbul’un tarihi yarımadasındaki Eski Şehir’in merkezinde bazilika planlı bir patrik katedrali olarak inşa edilmiş ve 1453 yılında İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethinden sonra 2. Mehmed tarafından camiye dönüştürülmüştür. Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1934 yılında çıkarılan Bakanlar Kurulu Kararı ile müzeye dönüştürülmüş, kazı ve yenileme çalışmaları başlamış ve 1935 yılından 2020 yılına kadar müze olarak hizmet vermiştir. 2020 yılında müze statüsü kaldırılarak cami statüsü verilmiştir.

Celsius Kütüphanesi

Celsus Kütüphanesi, Efes Kütüphanesi’nin İzmir Selçuk’taki kalıntılarıdır. Kütüphane İyonya döneminde inşa edilmiştir ve çağın ilk medeniyetlerinden biridir İki katlıdır. O dönemde yaklaşık 14.000 kitaba ev sahipliği yaptığı tahmin edilmektedir. Kalıntılar üzerinde yapılan araştırmalar, binanın iki katlı dış cephesine rağmen üç katlı olduğunu göstermiştir. El yazmaları, galerilerden oluşan üst kattaki ciltlerde saklanıyordu. 3. yüzyılda bölgeyi etkileyen deprem sırasında okuma salonu yanmış, ancak daha sonra restore edilmiştir. Binanın dış cephesinin Orta Çağ’da meydana gelen bir depremle yıkıldığı düşünülmektedir. Depremde ön cephesi hariç tamamı yıkıldığı için uzun bir süre daha sonra yapılan çeşmenin süslü arka duvarı olarak kullanılmıştır.

Aizanoi

Aizanoi kalıntıları geçmişi Roma İmparatorluğuna kadar dayansa da çevresindeki yapılan kazılardan elde edilen kalıntılar ilk Tunç çağına kadar gitmektedir. Buradaki ilk kazılar 1926 yılında, ikincisi ise 1970 yılında başlamıştır. Aizanoi antik kenti, eski adıyla Penkalas olarak bilinen Koca Çay’ın iki yanına inşa edilmiştir. Roma döneminde yün, şarap ve tahıl üretimiyle gelişen kent, erken Bizans döneminde bir piskoposluk merkezi haline gelmiştir. MS 7.yy’da kentin önemi azalmıştır. Orta Çağ’da tapınağın kalıntıları bir kaleye dönüştürülmüştür. Selçuklu hanedanlığı döneminde Çavdar Tatarları buraya yerleşmiştir, bu yüzden şimdi ‘Çavdarhisar’ olarak bilinmektedir. Kent adını Zeus’un kışı su perisi Erato ve Arkadya’dan almaktadır.

Afrodisias

Aydın sınırları içerisinde yer alan Afrodisias antik kenti tarihi yaklaşım Mö. 5 bin yılına kadar dayanmaktadır. M.ö 6.yüzyıl civarında bir köy olarak kurulan antik kent Mö. 2. Yyda nüfusu giderek artmaktadır. Sonraki dönemlerde Roma İmparatorluğu yönetimi altına giren bu şehir için dönemin Roma imparatoru Augustus bütün Asya içerisinde bu şehri ben kendime seçtim demiştir. 2017 yılında bu bölge Dünya Miras Listesi’ne eklenmiştir. Günümüzde bölgede birçok antik tiyatro ve tarihi yapı bulunmaktadır.  

Anadolu Hisarı

Boğaz’ın en dar noktasından 660 metre uzaklıkta, 7.000 metrekarelik bir alanı kaplayan Anadolu Hisarı, 1395 yılında Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılmıştır. Cenevizliler Bizans’la ittifak kurdular ve Karadeniz’de (Kefi, Sinop ve Amathra’da) koloniler kurdular. Bu nedenle Boğaz geçişi Cenevizliler için hayati önem taşıyordu. Bu durum Osmanlılar için de geçerliydi. Karşı kıyıda, İstanbul’un Avrupa yakasında yer alan Rumeli Hisarı, bu yabancı gemilerin geçişini kontrol etmek amacıyla 1451-1452 yılları arasında II. Mehmed tarafından inşa ettirilmiştir. Fatih Sultan Mehmed, Rumeli Hisarı’nı inşa ettirirken dış surları da eklemiştir.

Zaren Travel ile Eşsiz Bir Seyahat Deneyimi

Sağlık Turizminde öncü bir firma olan Zaren Clinic ile Zaren Grup bünyesinde yer alan Zaren Travel sizlere eşsiz seyahat hizmeti sunuyor. Sizlerde Zaren Travel websitesinden tek tıkla bütün seyahatinizi planlayabilir ve Türkiye’nin en güzel yerlerini görebilirsiniz.

Bir yorum bırakın

  • Puan
Resim Seçin
X